KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
26 Kasım 2009
21 Kasım 2009
ZERDE (P.D.Ç.S.E. 48)
Arkadaşlar yazın ağustos böceği gibi siteme pek fazla uğrayamadım.Bilgisayarımda problem oldu ama, bu problemlerimi üzerinde dursaydım halledebilirdim belki ama tembellik ya......Kışın gecelerin uzamasıyla soğukta evde dururken insanın daha bir içinden geliyor bir şeyler yapmak.. Bizim evdekiler yeme özürlü olunca bende maarifetlerimi misafirlerime gösteriyorum.Hafta içi günüm vardı bir değişiklik olur dedim ve bu tatlıyı yaptım.Ben bu tatlıyı yıllar önce Karamürselde bir nişan evinde yemiştim. Çok hoşuma gitmişti.Ama o kalabalıkta ve telaş içinde insanlara soramazdı bunu nasıl yaptınız diye. Yöresel olarak nereye özgü bir tatlı bilmiyorum.Orada düğünlerde derneklerde mutlaka yapılırmış bu tatlı. Ama ne zaman tarif kitapları çıktı gazeteler ek vermeye başladı ve en sonda internet çıktı tarifler elime düştü... Bendende kaçmadı ve zaman zaman yapıyorum. Ben bu tatlıyı Gönül Palaoğlu'nun Tatlıdan Tuzludan kitabındaki ölçülerle yapıyorum.
Bu tatlımıda etkinliğe göndermek istiyorum. P.D.Ç.S.E 48'e ev sahipliği yapan sevgili arkadaşım http://elzemhobby.blogspot.com/ (Sevinç Altuntaş'a) gönderiyorum.Kolay gelsin arkadaşım.....
5 Su bardağı su
1 Çay bardağı pirinç
2 Çorba kaşığı nişasta
1 Çorba kaşığı gül suyu
1 Kahve kaşığı safran
1-2 damla safran boyası
Pirinç iyice yıkanarak 5 bardak su ile ağır ateşte 20-25 dakika pişirilir.
İçine şeker, safran ve safran boyası ilave edilerek 5 dakika daha kaynatılır.
Gülsuyu ile ezilmiş nişasta ilave edilir, 1-2 dakika daha kaynattıktan sonra ateşten alınır.
Buharı geçince kaselere boşaltılır.
Üzerini istediğiniz gibi süsleyerek servis yapabilirsiniz.
Malzemeler:
1.5 Su bardağı şeker5 Su bardağı su
1 Çay bardağı pirinç
2 Çorba kaşığı nişasta
1 Çorba kaşığı gül suyu
1 Kahve kaşığı safran
1-2 damla safran boyası
Yapılışı:
Pirinç ılık su içinde 1/2 saat bekletilir.Pirinç iyice yıkanarak 5 bardak su ile ağır ateşte 20-25 dakika pişirilir.
İçine şeker, safran ve safran boyası ilave edilerek 5 dakika daha kaynatılır.
Gülsuyu ile ezilmiş nişasta ilave edilir, 1-2 dakika daha kaynattıktan sonra ateşten alınır.
Buharı geçince kaselere boşaltılır.
Üzerini istediğiniz gibi süsleyerek servis yapabilirsiniz.
20 Kasım 2009
YOĞURTLU BROKOLİ - KARNIBAHAR SALATASI
Merhabalar. Arkadaşlar gönül isterki bu salatanın tarifini vereyim.Ama biliyorsunuz günümüzde sık sık yapılan bir salata, herkesin bildiğini düşünüyorum.Benim paylaşma sebebim bir çeşit yaptıklarımızı sizlerle paylaşmak ve sunmak.
Tüm malzemelerin miktarını isteğe göre hazırlamak gerekiyor.
Yinede ben sizlere yarım yumalak (Varmısın yokmusun programındaki Hekim'in deyimiyle) anlatayım.
Brokoli ve karnıbahar küçük küçük parçalanarak buhar yöntemiyle haşlanır.Ben içine havuçta doğradım.Daha sonra süzme yoğurt ezilir.Mayonez , sarmısak ilave edilir. Daha sonra haşlanmış sebzelerin üzerine dökülür. Karıştırılır ve servis yapılır.
Arkadaşlar bu tarifimide PDÇSE 48'e ev sahipliği yapan sevgili arkadaşım http://elzemhobby.blogspot.com/ (Sevinç Altuntaş'a) gönderiyorum.Kolay gelsin arkadaşım.....
19 Kasım 2009
GRİ YELEĞİM
Canlarım yine bir örgü modeli getirdim size.Bu yeleğimi geçen yıl ördüm. Bebek yeleği yapar gibi yakadan başladım.Ama çok zorlandım ayarlaması çok zor oldu. Kollarına nohut örgü koydum.Cep yapar gibi nohut örgüyle süs yaptım.Nasıl beğendinizmi...
17 Kasım 2009
YEŞİL RENKLİ KAZAĞIM
Merhaba arkadaşlar. Malum havaların soğumasıyla kazaklar ortaya çıktı. Benimde bu kazağım yıllar önce alize ipten ördüğüm bir kazak. Eskisi kadar çok yünlü kazaklar giyilmiyor ama bu kazaklarımı hiçbir yere vermeye kıyamadım. Senede birde olsa çıkartır giyerim. Biraz nostaljik olsun istedim sizlerle paylaşıyorum...
15 Kasım 2009
MİM VE TEL KIRMA TEPSİ
Sevgili arkadaşım Ayla beni mimlemiş.Dilimin döndüğünce cevaplandırayım.Mimin konusu SİNİR KÜPÜ. Şu son yıllarda hayat şartlarındanmıdır yoksa insanların rahat oluşundanmıdır bilinmez ama bütün insanlar zehir zembelek. Patlamaya hazır bomba gibiler.Bende o katogoride olan insanlardan sadece bir tanesiyim.Her zaman asabiyim.Böylede olunca her şeyin karşısında sinir küpü olup çıkıyorum.
Başlıca;
*Evde yemek hazır olduğu zaman saatler sonra masaya gelinmesine,
*Hazırlanıp bir yere giderken saatlarce başkalarının keyfinin beklenmesine,
*Toplum içinde bazı densizlerin parasıyla puluyla övünmesine,
*Düşülüp kalkılacak insanların hep kendi seviyesinden seçilip başkalarının küçümsenmesine,
*İnsanların sürekli yediği içtiği ile övünmesine,
*Çok bildiğini sanıp sürekli karşısındakinin fikirlerinin çürütülmesine(Mesela benim oğlum gibi),
Çok sinir olurum..
vs.vs.vs.vs.
Şu an aklıma gelenler bunlar ama uzun süre düşündüğümde bir sürü şey çıkar ve yazmakla bitmez. Fazla düşünmeyeyim vede seni sıkmayayım arkadaşım.
Bu tepsiyide Sevgili yeğenim Yasemin Bartın'da yaptırmış. Çok güzel olmuş. Çok beğendim. Bu tepsinin bir değişik modelinide kız kardeşime yaptırmış oda çok güzeldi. Teşekkür ederim canım kardeşim Yasemin. Yapanın ellerine sağlık seninde kesene bereket.Çok çok teşekkür ederim.
Aylardır siteme uğramadım ya dilim çözuldü..Şimdide durmadan bir şeyler eklemek geliyor içimden..
14 Kasım 2009
LAZ BÖREĞİ (P.D.Ç.S.E. 47)
Merhaba arkadaşlar. Ben geldimmmm. Uzun zamandır siteme uğramamıştım ama sizleri özledim. Biraz tembelliğim tuttu birazda bigisayarımda problem olunca canım istemedi. Kusuruma bakmazsınız değilmi. Bende kendimi affettirmek için sizlere bir tatlı sunuyorum. Tatlı yiyip tatlı konuşalım diye..Tatlım laz böreği. İnternette dolaşırken ben bu böreği hep tuzlu bir börek olarak düşünüp tarifi hiç okumuyordum. Birgün merak ettim nasıl bir börek özelliği nedirde laz böreği demişler. Aaaa birde baktım bizim börek tatlı. o gün bu gündür yapmak istedim ama fırsatım olmamıştı. Birazda cesaret edememiştim evde yenirmi yenmezmi diye. Geçen ay günüm vardı bende değişiklik olsun diye yaptım, arkadaşlar çok beğendiler. Tarifide http://egelidenmiskokulutarifler.blogspot.com/ arkadaşımın sitesinden aldım. İlk defa denediğim için malzemeleri aynı ölçülerde kullandım. İşin garibide muhallebinin içine karabiber konması geldi bana. Ama harika oldu arkadaşlar. Hazır tatlıyı yapmışken tadına bütün blogcu arkadaşlarım baksın dedim ve P.D.Ç.S.E. 47' ye ev sahipliği yapan http://www.ferahinmutfagi.com/ arkadaşıma gönderiyorum. Kolay gelsin arkadaşım...
MALZEMELER:
- 14 tane baklavalık yufka (ben 24 tane kullandım 12'si altına,12'si üstüne)
- 150 gr. tereyağ
- 4 yumurta sarısı
- 7 su bardağı süt
- 1.5 su bardağı şeker
- 4 yemek kaşığı nişasta
- 4 yemek kaşığı pirinç unu
- bir tutam tuz
- bir tutam karabiber
- 2 paket vanilya
- 1.5 su bardağı şeker
- 1 su bardağı su
Şerbeti hazırlayın ve soğumaya bırakın.
Muhallebiyi yapmak için, sütü ve şekeri bir tencereye koyun ve yavaş yavaş ısıtmaya başlayın.
Bir kasenin içinde diğer malzemeleri koyun ve iyice karıştırın, ben ısınan sütten biraz alıp karışıma ilave edip öyle karıştırdım.
Bu karışımı süte ilave edin ve koyulaşana kadar pişirin.
Tereyağını eritin.Yufkaların boyunda bir tepsi seçin ve onu yağlayın.Yufkaların yarısını, her katını yağlayarak tepsiye dizin.10 dakika dinlenmiş olan muhallebiyi yufkaların üzerine dökün ve diğer yufkalarıda aynı şekilde yağlayarak dizin.Dizme işlemi bittikten sonra kalan tereyağınıda en üstüne sürün ve iri kareler şeklinde kesin.(ben 4x4 lü olarak 16 kare, o kareleride üçgen olarak 2 parça olarak kestim.)
180 derecede önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
Fırından çıkan sıcak tatlının üzerine soğuk şebeti dökün.
Not: Ben şerbetli yapmadım üzerine pudra şekeri döktüm...