İZMİR’de bir mağaza...
Mobilyacı.
Devasa binası var.
Üzerinde, insan boyunda, kocaman harflerle "Kapatıyoruz" yazıyor.
"Kapatıyoruz"u gören...
Hemen içeri dalıyor.
Niye?
Niye olacak...
"Batan geminin malları" hesabı, "piyasanın en uygunu" olsa olsa, odur.
Bir ay geçiyor.
İki ay geçiyor.
"Kapatıyoruz" yazan mağaza, hıncahınç dolu, şakır şakır mal satıyor... "Açığız" yazan mağazalar, sinek avlıyor.
Üç ay geçiyor.
Dört ay geçiyor.
Mobilyacılar Odası, öbür mağazaların şikáyeti üzerine, "Kapatıyoruz" yazan mağazaya gidiyor, "Kardeşim, kapatıyoruz kapatıyoruz diyorsun, kapattığın mapattığın yok" diyor.
"Kapatıyoruz" yazan mağazanın sahibi de, "Kardeşim, benim mağazamın adı Kapatıyoruz... Yoksa kapattığımız mapattığımız yok" diyor.
Hadi be!
Valla.
Meğer...
"Kapatıyoruz"un sahibi, gitmiş Patent Enstitüsü’ne, markasını "Kapatıyoruz" diye tescil ettirmiş, iyi mi!
Yani, aslında kapattığı mapattığı yok.
Aksine...
Kendini "uyanık" zanneden ahalimiz sayesinde "ciro patlaması" yapmış; İzmir’e sığmıyor, başka şehirlerde yeni yeni "Kapatıyoruz"lar açıyor!
Hatta...
Bazı mobilyacılar da, madem "Açığız,Açığız" dediğimiz halde kimse bize gelmiyor, bari "Kapatıyoruz"a mal verelim, belki oradan üç-beş kazanırız diyor.
İşte Türkiye, tam budur.
Ve, nereye baksanız aynıdır.
Mesela, siyaset.
Yıllardır, özellikle kadın müşterilere hitaben "Kapatıyoruz" diyen, hıncahınç dolu... Bu slogan sayesinde, ne fabrika bıraktı, ne telefon, ne banka, ne liman, eline geçirdiğini şakır şakır satıyor.
"Açığız" diyen, aç.
Hatta bazıları da, bazı mobilyacılar gibi, madem "Açığız" dediğimiz halde kimse bize gelmiyor, bari "Kapatıyoruz" diyenin vitrinini süsleyelim, belki oradan 3-5 kazanırız diyor....
Mobilyacı.
Devasa binası var.
Üzerinde, insan boyunda, kocaman harflerle "Kapatıyoruz" yazıyor.
"Kapatıyoruz"u gören...
Hemen içeri dalıyor.
Niye?
Niye olacak...
"Batan geminin malları" hesabı, "piyasanın en uygunu" olsa olsa, odur.
Bir ay geçiyor.
İki ay geçiyor.
"Kapatıyoruz" yazan mağaza, hıncahınç dolu, şakır şakır mal satıyor... "Açığız" yazan mağazalar, sinek avlıyor.
Üç ay geçiyor.
Dört ay geçiyor.
Mobilyacılar Odası, öbür mağazaların şikáyeti üzerine, "Kapatıyoruz" yazan mağazaya gidiyor, "Kardeşim, kapatıyoruz kapatıyoruz diyorsun, kapattığın mapattığın yok" diyor.
"Kapatıyoruz" yazan mağazanın sahibi de, "Kardeşim, benim mağazamın adı Kapatıyoruz... Yoksa kapattığımız mapattığımız yok" diyor.
Hadi be!
Valla.
Meğer...
"Kapatıyoruz"un sahibi, gitmiş Patent Enstitüsü’ne, markasını "Kapatıyoruz" diye tescil ettirmiş, iyi mi!
Yani, aslında kapattığı mapattığı yok.
Aksine...
Kendini "uyanık" zanneden ahalimiz sayesinde "ciro patlaması" yapmış; İzmir’e sığmıyor, başka şehirlerde yeni yeni "Kapatıyoruz"lar açıyor!
Hatta...
Bazı mobilyacılar da, madem "Açığız,Açığız" dediğimiz halde kimse bize gelmiyor, bari "Kapatıyoruz"a mal verelim, belki oradan üç-beş kazanırız diyor.
İşte Türkiye, tam budur.
Ve, nereye baksanız aynıdır.
Mesela, siyaset.
Yıllardır, özellikle kadın müşterilere hitaben "Kapatıyoruz" diyen, hıncahınç dolu... Bu slogan sayesinde, ne fabrika bıraktı, ne telefon, ne banka, ne liman, eline geçirdiğini şakır şakır satıyor.
"Açığız" diyen, aç.
Hatta bazıları da, bazı mobilyacılar gibi, madem "Açığız" dediğimiz halde kimse bize gelmiyor, bari "Kapatıyoruz" diyenin vitrinini süsleyelim, belki oradan 3-5 kazanırız diyor....
NOT: Arkadaşlar bu yazıyı ben daha öncede bir siteden alıntı yaparak yayınlamıştım. Diyeceksiniz neden 2. defa yayınlıyosun.Bu mağaza şimdide Bolu'da açılıyor.Evimizin tam karşısında bir gecede doldurdular mağazanın içini. Kapatıyoruz isimli tırların biri gelip biri gidiyor.Bütün malların etiketleri vitrinlere yapıştırıldı. Sanırım İzmirdeki gibi mağazanın malları bir günde tüketilir gibime geliyor...
1 yorum:
Canım,
yeni yıl mutluluk, sağlık, neşe getirsin. Tüm dileklerinin olması dileğiyle,
Sevgiyle kal.
Yorum Gönder